Bacadaki Çocuk Joshua Maddux ve Ölümü
- Korku/Gerilim
- Aralık 18, 2022
Joshua Maddux, 8 Mayıs 2008’de Woodland Park, Colorado’da ortadan kayboldu. Cesedi ise tam 7 yıl sonra, 7 Ağustos 2015’te bulunabildi. İşte bulunması tam yedi yıl süren bu gencin yaşamı ve ölümüne dair komplo teorileri.

8 Mayıs 2008’de 18 yaşındaki Joshua “Josh” Maddux, yürüyüş yapmak için evinden ayrıldı. O bir doğa aşığıydı, bu yüzden bu kendisi için hiç de alışılmadık bir şey değildi. Fakat bu evden son çıkışı oldu ve bir daha kendisinden haber alınamadı veya canlı olarak görülmedi.
Tam yedi yıl sonra, Ağustos 2015’te gayrimenkul geliştirme uzmanı olan Josh’un evinden sadece üç kilometre bir mesafede, Chuck Murphy adında birisi, 32 adet ev inşaatının yolunu açabilmek için eski bir ahşap kulübeyi yıkıyordu. Kabin yıllardır kullanılmamıştı ve içi rutubetli ve çürümüş bir haldeydi. Kabinin içindeki bacayı yıkmak için çalışma başlatıldı. Yıkım sırasında yıkım ekibini büyük bir sürpriz bekliyordu. Tuğla duvarın içine sıkıştırılmış mumyalanmış bir ceset bulundu ve daha sonra bunun Joshua olduğu doğrulandı. İnce bir gömlek dışında vücudu çıplaktı ve kıyafetleri kabinin içinde düzgün bir şekilde katlanmış olarak bulundu.
Peki Josh’a ne olmuştu? Bacaya kendi rızasıyla mı girmişti, yoksa oraya zorla mı sokulmuştu? Josh Maddux’un hikayesi, günümüzde bile dedektifler arasında tartışma yaratmaya devam ediyor.
Joshua Maddux kimdir?
Joshua Maddux 9 Mart 1990’da doğdu ve Colorado, Teller County, Pike Ulusal Ormanı’ndaki yaklaşık sekiz bin kişilik bir kasaba olan Woodland Park’ta yaşıyordu. Ailesi boşanmıştı ve Josh, babası Mike ve iki kız kardeş Kate ve Ruth ile yaşıyordu.
Uzun sarı saçlı, 1.80 boyunda ve 70 kilo ağırlığındaydı. Hayata karşı kaygısız bir bakış açısı vardı. Müziği severdi ve boş zamanlarının çoğunu şarkı yazarak veya gitar çalarak geçirirdi. Okulda parlak bir öğrenciydi ve çevresindekilerin görüşüne göre oldukça sevilen biriydi.
Josh’un ortadan kaybolmasından iki yıl önce, 1 Haziran 2006’da, lise mezuniyetinden bir hafta önce, 18 yaşındaki ağabeyi Zachary, şiddetli depresyon geçirdikten sonra intihar etti. Mike Maddux, “Ağabeyini iki yıl önce gömdüm ve Josh için çok zordu. Ağabeyi öldüğünde, bu onu uçurumun kenarına itti. Hem aile hem Josh için çok büyük bir şoktu. Ağabeyini çok düşünürdü.” dedi.
Buna rağmen, Josh iyi bir hayat sürmeye devam ediyordu ve 2008 yılında da oldukça mutlu görünüyordu.
Josh Maddux’un ortadan kaybolması
Josh 8 Mayıs 2008’de kız kardeşi Kate’e yürüyüşe çıkacağını söyleyerek evden ayrıldı. Sık sık tek başına yürüyüşe çıkardı ve bu yüzden ayrılmadan önce kız kardeşi onu evde görünce pek umursamadı. Ancak o akşam geç saatlerde geri dönmeyince Josh’un ailesi endişelenmeye başladı. Kaybolmasından 5 gün sonra, 13 Mayıs’ta babası Mike, Josh’un kaybolduğunu bildirmek için polisi aradı.
Mike kardeşinin kaybolduğu sıralarda şunları söyledi: “Bir sabah kalktım ve Josh oradaydı, sonra eve hiç gelmedi. Ertesi gün yine eve gelmedi. Arkadaşlarını aradım kimse görmemiş. Kimse nerede olduğunu bilmiyor.”
Josh aranıyor
Yetkililer, arkadaşları ve ailesi Josh’un yürümeye karar vermiş olabileceği mahalleyi ve yakındaki park alanını aramaya başladı. Aylarca arandıktan sonra hiçbir şey ortaya çıkmadı ve umutlar da yavaş yavaş tükenmeyi başladı. Josh’un kız kardeşi Kate, onun kasabayı müzik çalmak ya da farklı bir hayata başlamak için terk ettiğini umuyordu.
Erkek kardeşinin ortadan kaybolmasıyla ilgili şunları yazdı: “Josh 18 yaşında olduğundan, yeni bir hayata başlamak için şehri terk etmeye karar vermiş olabileceğini varsaymak mantıklıydı. İki ablasından biri olarak, her zaman durumun böyle olduğuna inanmayı seçmişimdir. Josh’un her an bir eş ve küçük çocuklarla babamın evine dönmesini bekledim, böylece büyükanne ve büyükbabaları ve iki teyzeleriyle tanışabilirlerdi. Josh her zaman müzikal ve edebi yeteneğiyle tanındı, bu yüzden onu turneye çıkan bir grupla müzik çalarken bulabilir veya ormanda tercih ettiği yalnızlık yaşam tarzını sürdürebilmek için takma adla başarılı romanlar yazarken yakalayabilirdik.”
Polisin herhangi bir cinayet olduğundan şüphelenmek için hiçbir nedeni yoktu ve bu nedenle onu kayıp kişi olarak kayıtlara aldılar.
Bacadaki ceset
2015 yılında, Colorado Springs‘ten bir inşaatçı olan 80 yaşındaki Chuck Murphy, uzun çam ağaçlarıyla çevrili geniş bir arazide bulunan Meadowlark Lane’deki eski ahşap kulübesini yıkıyordu.
Chuck ilk olarak kabini 1950’lerde satın almıştı. 1930’lar ve 1950’lerde “Big Bert” Bergstrom’a ait olan kötü şöhretli bir yemek, içki ve kumar kompleksiydi. 1912’de İsveç’ten Amerika’ya gelmiş ve yasağın sona ermesinden sonra Thunderhead Inn’i yeme-içme tesisi olarak işletmişti. Ayrıca çiftliği yasa dışı kumar ve fuhuş yeri olarak kullandı ve FBI tarafından tutuklandı. Sonraki duruşmada jüri onu suçsuz buldu.

Kabin on yıldır kullanılmamıştı ve bakıma muhtaç duruma düşmüştü. Chuck, sahip olduğu gayrimenkulu iyileştirmek ve yer açmak için kabini yıkma kararı aldı ve Ağustos 2015’te yıkım çalışmaları başladı. Chuck’ın erkek kardeşi 2005 yılına kadar kabinde yaşıyordu ama taşındığından beri burası bir depo haline geldi ve nadiren ziyaret edildi.
Hayvanlar bu bölgede büyük bir sorun teşkil ediyordu ve Chuck 7 Ağustos’ta kabine geldiğinde göze çarpan sert bir koku vardı.
İşçiler, kabindeki bacayı bir ekskavatör kullanarak söküp içeriye ulaştığında, Chuck, bacakları başının üzerinde cenin pozisyonuna sıkışmış genç bir adamın korkunç cesedini keşfetti. İlçe adli tabibi ile gelen polis daha sonra diş kayıtlarının yardımıyla cesedin kayıp genç Joshua Maddux’a ait olduğunu kesin olarak belirledi.
Maddux ailesi, Josh’un cesedinin bulunduğu haberiyle şok oldu. Kız kardeşi Kate, “Durum hiç mantıklı değil. Onun gerçekten dünyanın herhangi bir yerinde olmasını bekliyorduk ama aslında bize çok yakındı. Olaydan anlayabildiğimiz tek şey kaybolduğunda 18 yaşında bir çocuk olduğu ve bir kulübeyi kontrol etmek istediği. Zaten uzun süredir terk edilen bu kulübede başına korkunç bir kaza gelmiş.”
Kulübe, Maddux ailesinin evinden sadece iki blok ötedeydi ama Josh için yapılan aramalarda bu bina gözden kaçırılmıştı. Herhangi bir yaşam belirtisi yoktu ve oradaki bir bacayı kontrol etmek için hiçbir neden de bulunmuyordu. Kabinin sahibi Chuck Murphy nadiren bölgeyi ziyaret ediyordu ama kontrol yapması gereken durumlarda mülkle ilgili olağandışı bir şey fark etmemişti.
Kabinin kendisi, yoldan yaklaşık 50 metre uzakta, uzun çamlarla çevrili büyük bir arsanın ortasında durduğundan, polis, Josh’ın yardım için bağırmış olsa bile kimsenin onu ne olursa olsun duyamayacağını belirtti.
Josh’un ölümüyle ilgili ek soruşturma
Teller ilçeesi adli tabibi Al Born, Josh’un cesedi üzerinde bir otopsi yaptı ve Josh’un vücudunda uyuşturucuya dair bir kanıt bulamadı. “Sert dokuda herhangi bir travma izi görülmedi. Kırık kemik, bıçak izi yoktu. Kurşun delikleri yoktu. Şu ana kadar pek çok şeyin cevabı yok. Bu çok kafa karıştırıcı. Ani bir ölüm değildi. Nasıl öldüğü sadece bir spekülasyon meselesi ama onun açlıktan ölmediğini biliyoruz çünkü bu haftalar sürüyor. Sonra bacadan aşağı indiğinizi düşünün ve susuzluk için sadece birkaç gününüz olur ve bir başka durum da yine sadece birkaç gün sürebilen hipotermi ile karşı karşıya olursunuz. Hangisinin önce geldiğini söyleyecek kadar kanıtımız yok.”
28 Eylül 2015’te Born, “Kazara Ölüm” kararı verdi. Josh’un bacaya tırmandığını ve tuğlalara sıkıştığını tahmin ediyordu. Born, Josh’un bacadaki konumunun “erişim sağlamak için gönüllü bir eylem gibi göründüğünü” belirtti. 8 ve 10 Mayıs 2008 tarihleri arasında ortadan kaybolduğu zamanlarda hava sıcaklığı en yüksek -6 derece olduğu için en olası ölüm nedeninin hipotermi olduğu sonucuna vardı.
Adli tıp raporundaki tutarsızlıklar
Aile de dahil olmak üzere yerel halkın adli tıp raporuyla ilgili tepkileri bulunmaktaydı. Chuck, adli tıp görevlisinin, bacanın yirmi yıl önce yapılmasından dolayı kaza sonucu ölümle ilgili vardığı sonuca şiddetli bir şekilde itiraz ediyordu. İnşası sırasında, hayvanların ve molozların bacaya girmesini ve bunu takiben kabinin içine girmesini önlemek için bacaya çelik kancalara asılı duran kalın bir tel örgü bulunmaktaydı.
Murphy, “Ağır tel bir ızgaraydı. Onu bacaya tepeden yaklaşık bir sıra tuğla kadar aşağı yerleştirdim. Rakunlarla ve bacaya giren diğer şeylerle problem yaşamak istemedik.” dedi. Izgaranın paslanmış veya aşınmış olabileceği kanaatinde olan Born, “Metal ızgarayı kimse görmedi, hiçbir fotoğrafımızda göremedik. Ortadan kaybolmuş olabilir.” diye açıklama yaptı.
Murphy, yıkım sırasında tüm metal nesnelerin toplanıp hurdaya çıkarıldığını söyledi. Bu da demir korumanın bacaya yakın bir yerde olmadığı için adli tıp görevlisi tarafından neden net bir şekilde bulunamadığını açıklıyor. Murphy, “Yıkımın bir parçası olarak tüm çeliği, köşebent demiri ve diğer şeyleri topluyorlardı.” dedi ve “Bu korumanın önemi bir nesne olduğunu bilmiyorlardı.” diye ekledi.
Orijinal otopsi hakkında şüphe uyandıran sadece inşaat demiri değildi. Örneğin, kabinin içinde mutfak kısmında ufak bir bar masası vardı. Kahvaltı ve atıştırmalıklar için yapılan bu bar kısmı duvardan ayrılmıştı ve yıkık durumdaydı. Bunu kim ve neden yapmıştı?
Josh’un vücudu da cenin pozisyonunda, bacakları başının üzerinde bir şekilde bulunmuştu. Böyle bir konuma gelebilmesi için önce bacanın çatı girişinden girmiş olması gerekirdi. Bu oldukça sıra dışı bir pozisyondu ve Born birisini böyle bir pozisyona sokabilmek için en az iki kişinin yardım etmesi gerektiğini belirtti.
Daha da tuhafı, Josh’un cesedi bulunduğunda üzerinde sadece ince termal bir gömlek vardı ve kıyafetleri aslında kabinin içinde, şöminenin yanında katlanmış halde bulunmuştu. Born bu kanıt hakkında şunları söyledi: “Bu durum zihnimizi gerçekten çok zorladı. Kıyafetlerini şöminenin hemen dışında bulduk. Üzerinde sadece termal bir tişört vardı. Neden soyunup ayakkabı ve çoraplarını çıkardığını, neden dışarı çıkıp, çatıya tırmanıp bacadan aşağı indiğini bilmiyoruz. Mantıklı bir şey değil bu.”
Otopsi raporu, ölüm nedeninin kaza sonucu ölüm, cinayet veya belirlenemeyen nedenler olduğunu söyledi. Born, “En makul açıklamayı bulduk ve bu bir kaza olarak kalacak. Bacadan kendisi aşağı indi ve vardığımız yegane sonuç da bu.”
Murphy, “O adamın o çelik ağla bacaya girmesine imkan yok. Bacadan aşağı inmedi.” dedi. Josh’un ölümünün kaza olmadığına ikna olmuştu. “Üzerinde sadece termal gömleği vardı. Pantolon yok. Ayakkabı ve çorapları yok.” Murphy, gencin sadece tişörtüne kadar soyunup çatıya, ardından bacaya tırmandığını ve kapana kısılacağını bilerek aşağı kaydığını düşünmenin saçma olduğunu söyledi.
Varılan sonuca göre Joshua bacadan aşağı inmeye çalışmış ve sonunda sıkışıp kalarak hayatını kaybetmişti. Başka bir teoriye göre ise birisi isteyerek Joshua’yı oraya sokmuştu. Cinayetten şüphelenenler, Joshua Maddux’un giydiği tişört dışındaki kıyafetlerinin kabinin içinde, şöminenin yanında düzgünce katlanmış olduğuna dikkat çekiyor.
Polis, olaya karıştığından şüphelendikleri birisi hakkında bir bilgiye ulaştı. Bu bilgiye göre, Joshua Maddux cinayetinin faili olarak Andrew Richard Newman diye birisi gözaltına alındı. Alınan bilgye göre Andrew Newman, Joshua Maddux’u öldürmesiyle övünürken duyulmuştu. Bıçaklama da dahil olmak üzere diğer birçok suçtan sabıkası olduğu anlaşıldı. Fakat polis tarafından yürütülen soruşturmanın sonucunda, Andrew Newman’ın olayla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı tespit edildi ve dosya kapatıldı.
Joshua Maddux’un ölümü günümüzde hala açıklığa kavuşturulamayan bir olay olarak hafızalara kazınmıştır.
Yazıyı Paylaş
Okumaya Devam





