Haberlere Çıkan Gerçek ve Korkunç Hikayeler
- Korku/Gerilim
- Kasım 27, 2022
Ölümle sonuçlanan şeytan çıkarmalardan açıklanamayan ölümlere ve şeytana tapınmaya kadar, işte gerçek hayatta yaşanan ve haberlere çıkan korkunç hikayeler…

Korkunç bir kitap olduğunuzda veya bir film, dizi izlediğinizde kalbinizin daha hızlı attığını hissedersiniz. Bunun en iyi örneklerinden birini en son Netflix’te yayınlanan Squid Game’de hissetmiştik. Ama çoğunlukla, tanık olduğumuz şeyin bizi korkutmak için kasıtlı olarak uydurulmuş bir kurgu olduğunu bilerek rahatlığımızı koruyoruz. Aslında gerçek dünya, Stephen King’in hayal bile edemeyeceği kadar ürkütücü olaylarla dolu bir yer ve sayısız, akla gelemeyecek korkunç hikayeler barındırıyor.
Arada ortadan kaybolma, cinayet, şeytanın bir insanı ele geçirmesi veya şeytana tapma hikayeleri zaman zaman haberlere çıkar. Günümüze kadar meydana gelen gerçek hayat hikayelerini aşağıda sizin için derledim.
1- Baltalı Katilin Evi
Villisca, Iowa’da bulunan bir ev, hem halayet avcıları hem de korku severler için çok iyi bilinen turistik bir mekandır. 1912’de faili meçhul bir kişinin baltasıyla altı çocuk ve iki yetişkinin kafataslarının tamamen ezildiği faili meçhul korkunç bir cinayetin işlendiği yer, 1994 yılında satın alındı ve 1912’deki eski durumuna getirildi ve bir turizm merkezine dönüştürüldü. Ziyaretçilerin her zaman koridorlarda dolaşan baltalı bir adamın imgesini veya çocukların zayıf çığlıkları gibi garip paranormal deneyimler bildirdiği eski perili evde kalmanın bir gecesi 428 dolara mal oluyor.

Ancak 2014 yılının Kasım ayında bu karanlık ev daha da korkunç bir hal aldı. Rhinelander, Wisconsin’den 37 yaşındaki Robert Steven Laursen Jr., diğer tüm turistler gibi arkadaşlarıyla birlikte paranormal ve korku dolu bir deneyim yaşamak için bu evi ziyaret etmeye karar verdi.
VICE’ın haberine göre arkadaşları onu göğsünden bıçaklanmış olarak buldular ve hemen 911’i aradılar. Görünüşe göre kendi kendine açılmış bir yarası bulunan Laursen helikopterle Omaha’daki Creighton Üniversitesi Tıp Merkezine götürülmeden önce yakındaki bir hastaneye götürüldü.
Montgomery’nin şerifi, Laursen’in sabah 12:45 civarında, evdeki 1912 balta cinayetlerinin başladığı sıralarda kendi kendine yaralandığını söyledi.
Laursen’in yaraları zamanla iyileşti ama o gün olanlar hakkında hiç konuşmadı veya bir açıklama yapmadı. Evin sahibi Martha Linn için olay çok üzücüydü. Linn konuyla ilgili olarak “Bu da bir reklam ama tam olarak benim arzu ettiğin türden bir tanıtım değil. İnsanların Villisca Baltalı Cinayet Evine geldiklerinde böyle bir şey olacağını düşünmelerini istemiyorum.” dedi.
2- Perili Bebek
Korkunç hikayeler yazımızın bu kısmında oyuncak bir bebek var. Bunu diyince muhtemelen aklınıza tüyler ürpertici eski Viktorya dönemi görünümlü porselen bebekler geliyor. Houston bölgesinde 2013 Noel’i için hediye edilen Disney’in Frozen Elsa bebeği, aynı yılın başlarında perili bebeğe dönüştüğünde haberlere çıkmayı başardı.

KPRC2 Houston News haberine göre oyuncak bebek, Frozen filminden replikler okuyordu ve kolyesindeki bir düğmeye basıldığında “Bırak Gitsin” şarkısını söylüyordu. Anne Emily Madonia, “İki yıl boyunca bunu İngilizce olarak yaptı” dedi. “2015 yılında bunu İspanyolca ve İngilizce arasında dönüşümlü olarak yapmaya başladı. Bunları değiştiren bir düğme yoktu, sadece rastgeleydi.” Aile, bebeğe altı yılı aşkın süredir sahip ve pillerini hiç değiştirmemiş. Anne, bebeğin anahtarı kapalı olsa bile rastgele konuşmaya ve şarkı söylemeye başladığını söylüyor.
Aile, 2019 yılının Aralık ayında tüyler ürpertici bebeği dışarı atmaya karar vermiş ve haftalar sonra onu oturma odalarındaki bir bankın içinde bulmuş. KPRC2 Houston News’e konuşan Madonia, “Çocuklar onu oraya koymadıkları konusunda oldukça ısrarlıydılar ve ben de onlara inandım çünkü dışarıdaki çöpleri karıştırmazlardı.”
Tam bu zamanda Elsa bebek, basıldığında yalnızca İspanyolca konuşarak “Let It Go”nun İngilizce yorumunu söylemeyi tamamen bıraktı. Aile daha sonra tuhaf bebeği iki kez poşetledi ve çöp gününde çıkarılan çöplerinin dibine koydu. Kısa bir süre sonra seyahate çıktılar ama döndüklerinde Elsa da geri dönmüş ve evlerinin arka bahçesinde bekliyordu.
Bu kez aile, Elsa’yı Minnesota’daki bir aile dostuna gönderdi ve o da perili bebeği kamyonunun ön tamponuna bantladı. Madonia’nın tüyler ürpertici bebekle ilgili Şubat ayında yaptığı son Facebook güncellemesine göre, henüz Houston’a geri dönmemiş.
3- Ölümcül Şeytan Çıkarma
Ağustos 2016’da Kuzey Londra’da 26 yaşındaki Kennedy Ife, boğazındaki bir ağrının ardından garip ve agresif davranmaya başladı. Haberlere göre babasını ısırdı, kendi penisini kesmekle tehdit etti ve ailesi onu kablo bağları ve aşırı güç kullanarak bir yatağa bağlamadan önce içinde bir piton veya yılan olduğunu söyledi.
BBC’nin haberine göre aile takip eden üç gün boyunca kısıtlama ve dua yoluyla Kennedy’yi “iyileştirmeye” çalıştı. Kardeşi Colin ise polise verdiği ifadede “O şeyin içinde olduğu açık, doğal olmadığı için bir iblis olduğuna inandığımız şey. Açıkça onu öldürmeye çalışıyordu” dedi. “Kendisi iyiliği için onu bir şekilde dizginlemek zorunda kaldık. Onu dizginlemeseydik, ailemizdeki insanlara zarar verecekti.”
Kennedy Ife üç gün boyunca yatağa bağlı kaldı ve en sonunda susuzluktan şikayet etmeye başladı. Daha sonra kardeşi ambulans çağırarak yardım istedi. Kennedy’nin solunumla ilgili rahatsızlıkları ortaya çıkmış gibi görünüyordu ve sabah 10:17’de öldüğü açıklandı.
Independent’ın haberine göre polis evdeyken Colin’in, Kennedy için ilahiler söyleyerek ve dua ederek onu “diriltme girişimi” gerçekleştirdiği iddia edildi.
Kennedy Ife’nin yedi aile üyesi de adam öldürmek, haksız yere alıkoymak ve savunmasız bir yetişkinin ölümüne neden olmak veya izin vermekle suçlandı. Otopside, Kennedy Ife’nin vücudunda olası bir ısırık da dahil olmak üzere 60’tan fazla yara ortaya çıkarıldı ve babası Kenneth Ife ve dört erkek kardeşinin de yaralandığı anlaşıldı.
BBC’nin haberine göre Kenneth Ife jüri üyelerine oğullarına vardiyalar halinde Kennedy’yi takip etmelerini ve kaba kuvvet kullanmalarını emrettiğini söyledi ancak “kültler, okültler ve gizli topluluklarla” bir ilişkinin oğlunun ölümde herhangi bir rol oynamadığını söyledi.
Dört günlük jüri müzakeresinin ardından yedi aile üyesinin tamamı 14 Mart 2019’da suçlamalardan aklandı.
4- Duvarlardaki Ölü Hayvanlar
Bretzuis ailesi 2015 yılında Auburn, Pensilvanya’daki evlerine yalıtım yaptırmaya karar verdiğinde, yalıtımın zaten çok sayıda ölü hayvan ile duvarda mevcut olduğunu keşfettiler.
Fox’un haberine göre duvardaki ölü hayvanlar, 1930’lar ve 40’lardan kalma gazetelere sarılıydı ve bu hayvanlara çeşitli baharatlar ve diğer eşyalar da eşlik ediyordu. Eşyaları çıkardıktan sonra yüzlerce kalıntı ve hayvan leşi Kutztown’daki bir uzmana gönderildi
Uzman, duvarlarındaki çürüyen hayvanları, hastalıkları tedavi etmek ve fiziksel ve ruhsal koruma elde etmek için Pennsylvania Dutch kültüründen gelen bir ritüel olan Pow-wow veya Dutch büyüsüne bağladı. Pennsylvania Dutch, 1600 ve 1700’lerde Pennsylvania’da Almanca konuşan bir yerleşimci grubuydu ve genellikle Lutheran, Mennonite veya Amish inançlarına sahiplerdi.
Washington Post’un haberine göre büyülerin çoğu, erken dönem Amerikan yerlilerinin zamanın şartlarına göre endişelerini yansıtan, çiftlik hayvanlarının bakımı, su bulma veya küçük rahatsızlıkların tedavisi ile ilgiliydi. Ancak ritüellerde ayrıca karanlık büyüler ve hatta iblis çağırma gibi gelenekler de mevcuttu.
Geleneklerinde dikkate değer bir ritüel, bir köpeğin sadakali olması için yaptıkları bir altıgendi.
Daha önce başka bir şey kullanılmamışsa bir kişiyle köpek birbirine bağlanıyordu. Bu kişinin az miktarda kanı alınıyordu ve köpeğin yemeğine koyularak onu yemesi sağlanıyordu. Bu inanca göre köpek hayatının sonuna kadar kanını içtiği kişiye sadık kalıyordu.
Bretzuis’in evinde çürüyen leşlerin üzerinde bulunan küf, aile üyeleri arasında hastalığa neden oldu ve ne kadar temizlik yapılsa yapılsın, evdeki kötü kokunun bir türlü gitmediğinden şikayet ediyorlardı.
5- Florida’da Şeytana Tapma
St. Petersburg, Florida yakınlarındaki 35 yaşındaki bir öğretmen olan Danielle Harkins’in arkadaşları 2012 yılının Haziran ayında öğretmenin garip davranmaya başladığını ve şeytani ritüellere ilgi duyduğunu fark etti.

Kısa bir süre sonra, Tampa Bay Times’ın bildirdiği üzere, eski öğrencilerinden yedisini taciz etmekten tutuklandı.
Danielle Harkins, Cumartesi günü gün batımından önce St. Petersburg Rıhtımı yakınlarındaki küçük bir ateşin etrafında toplanan çocuklara bedenlerini iblislerden kurtarmaları gerektiğini söyledi. Polise verdikleri ifadeye göre, Harkins çocuklara kötü ruhları dışarı çıkarmak için derilerini kesmeleri gerektiğini söyledi. Ardından, Harkins’e göre bu ruhların geri dönmemesini sağlamak için yaraları yakmaları gerekiyordu.
Polis, Harkins’in bir gencin eline çakmak tuttuğunda, rüzgarın alevi söndürdüğünü söyledi. Bu da gencin elini yakabilmek için parfümle ıslatmasına neden oldu. Polis, çocuğun ikinci derece yanıklara maruz kaldığını söyledi.
Polis, başka bir gencin boynundan kırık bir şişeyle kesildiğini söyledi. Harkins, küçük bir anahtarı çakmakla ısıtarak bunu yarayı dağlamak için kullanmıştı.
Ayine katılan öğrencilerden birinin arkadaşının şikayeti üzerine polise haber verildi. Ancak öğrencilerden hiçbiri ebeveynlerine olaydan bahsetmedi veya Harkins’in darp ve çocuk istismarı nedeniyle tutuklanması hakkında yorum yapmadı.
Polisler Harkins ile görüştüklerini söylediler fakat Harkins ne çeşit bir dinin bu kadar sert eylemler gerektirdiğini açıklamadı.
6- Elisa Lam’ın Ölümü
Korkunç hikayeler kapsamında en dikkat çeken ve yaşanan en tuhaf olaylardan birisi de şüphesiz Elisa Lam’ın ölümü . Elisa Lam en son 31 Ocak 2013’te Los Angeles şehir merkezindeki Cecil Hotel‘in lobisinde görüldü. Batı yakasında tatil yapıyordu ve yaptıklarını kendisine ait blogda yayınlıyordu. Her gün ailesiyle görüşen gencin bu rutin görüşmesi 31 Ocak’ta kesildi. Elisa ortadan kaybolmuştu. Kısa bir süre sonra olaya polis dahil oldu ve ebeveynleri aramaya yardım etmek için batı yakasına geldi.
Elisa’ya ait hiçbir iz yoktu. Şubat ayında Los Angeles polis merkezi (LAPD), genç kadının kaybolmadan önceki asansör kamerasına ait görüntülerini yayınladı.
Görüntüler, Elisa’nın asansörde tuhaf davrandığını, görünmez insanlarla konuşuyormuş gibi göründüğünü, kapının köşesinden baktığını, köşeye çömeldiğini ve kapıyı açıp kapattığını gösteriyor. Ancak bu videoda tam olarak neler olup bittiği, cevaplardan çok soruları gündeme getiriyor. Teoriler, psikotik dönemlerden, şeytani ele geçirmeye ve kameranın görüşünün hemen dışındaki bilinmeyen saldırganlara kadar uzanıyor.
O sıralarda otel misafirleri, Cecil Hotel’in çeşmelerinden akan suda bir gariplik olduğunu bildirmeye başlamıştı.
CNN’in haberine göre, soruşturma sırasında orada sekiz gün geçiren Sabina Baugh, “Duş çok kötüydü.” dedi. “Musluğu açtığınızda su önce iki saniye siyah geliyor sonra normale dönüyordu.”
Baugh, musluk suyunun tadının berbat olduğunu da ifade etti. “Çok değişik, tatlı, tiksindirici bir tadı vardı. Çok tuhaf bir tadı vardı. Onu zar zor tarif edebiliyorum.”
Ama bir hafta boyunca bu konu hakkında hiç şikayette bulunmadılar. “Aklımıza ters bir şey gelmedi.” diyen konuk bulundukları yerde suyun bu şekilde aktığını düşündüklerini ifade etti.
19 Şubat sabahı, bir otel çalışanı çatıya çıktı ve otelin su depolarını incelemek için bir merdiven kullandı. Yetkililer, kişisel eşyaları yakınlarda bulunan Lam’ın çürüyen, çıplak cesedini burada buldu. Otopsinin ardından ölümü kaza olarak kayıt edildi. NBC Los Angeles, o sırada otelin geçmişindeki garip koşullar hakkında şunları yayınladı:
Tankın açılabilen metal bir mandalı var ancak yetkililer çatıya erişimin bir alarm ve kilitle korunduğunu söyledi.
Tek odalı otelin alışılmadık bir geçmişi var. 1980’lerde 14 cinayetten suçlu bulunan “Gece Avcısı” Richard Ramirez, 1985’te birkaç ay 14. katta yaşamış. 1994 yılında ise hapishanede intihar etmiş.
1962’de bir kadın yolcu otelin penceresinden atlayarak kendisini ve üzerine düştüğü bir yayayı öldürmüş.
Şubat 2021’de ise Crime Scene: The Vanishing at the Cecil Hotel adlı bir Netflix belgeseli, Elisa’nın trajik vakasını ve “lanetli” Cecil Oteli’nin tarihini araştırdı.
7- Indianapolis’te Bir Şeytan Çıkarma
Indianapolis Star, iblisler tarafından ele geçirildiği iddia edilen üç çocuk tarafından rahatsız edilen bir aile hakkında uzun bir haber yayınladı. Latoya Ammons ve ailesinin öyküsü, duvarlara tırmanan, odalarda sağa sola fırlatılan ve doğal olmayan seslerle doktorları tehdit eden çocukların rahatsız edici hikayelerini anlatıyor. Bu hikaye bir filmden fırlamış bir fantezi eseri gibi görülebilir ancak tüm bu açıklamalar Indianapolis Star tarafından elde edilen ve polisle bir düzineden fazla röportajda anlatılan yaklaşık 800 sayfalık resmi kayıtlarla destekleniyor.
Raporun en ürpertici bölümlerinden biri, şeytan tarafından ele geçirilmiş 9 yaşındaki çocukla ilgili bir bölüm içeriyor:
Washington’un orijinal raporuna göre – hemşire Walker tarafından da doğrulanan bir bilgi – 9 yaşındaki çocuk “tuhaf bir sırıtış” sergilemeye başlıyor ve bir duvardan tavana doğru geri geri yürüyor. Daha sonra Campbell’ı ters çevirerek ayaklarının üzerine iniyor. Bunu yaparken de büyükannesinin elini hiç bırakmıyor.
Hikayenin bir diğer bölümü ise şöyle:
12 yaşındaki çocuk daha sonra akıl sağlığı uzmanlarına bazen boğuluyormuş gibi hissettiğini ve konuşamaması veya hareket edememesi için tutulduğunu açıklıyor. Ailesini bir daha asla göremeyeceğini ve 20 dakika daha yaşayamayacağını söyleyen bir ses duyduğunu ifade ediyor.
8- Utah İntiharla Biten Cinayet
2014 yılının Eylül ayında Utah’lı bir genç, eve döndüğünde anne babasını ve üç kardeşini ölü buldu. Bir defterdeki sayfalara bir “yapılacaklar listesi” yazılmıştı. Liste, ebeveynlerin tatil hazırlığı yaptığıa işaret ediyordu.; “evcil hayvanları besle”, “çocuklara bakıcı bul” gibi hatırlatmalar yazıyordu. İntiharla biten cinayet gibi duruyordu ama intihar notu yoktu; bunu yapacaklarına dair önceden bir işaret yoktu. Polis, iki ebeveynin neden kendilerini ve dört çocuğundan üçünü öldürdüğünü çözemedi.

Bir yıl boyunca hiç kimse aileye tam olarak ne olduğunu ya da ebeveynleri bu kadar akıl almaz bir şeyi yapmaya neyin ittiğini tam olarak bilmiyordu. Ocak ayında polis, davayla ilgili daha fazla tüyler ürpertici ayrıntı yayınladı. Aile üyelerinin ifadelerine ve polis tarafından yapılan bir soruşturmaya göre, ebeveynler kıyametin geldiğine dair bir inanç ve hüküm giymiş bir katile karşı bir takıntı tarafından yönlendirildi.
Ailenin çevresindeki insanlar ebeveynlerin “dünyadaki kötülük” konusunda endişelendiklerini ve “bekleyen bir kıyametten” kaçmak istediklerini söylediler. Poslier ayrıca Kristi Strack tarafından eyaletin en kötü şöhretli hükümlü katillerinden biri olan ve 1984 yılında baldızı ve onun 1 yaşındaki kızını bıçaklayarak öldürmekten hüküm giyen Dan Lafferty’ye yazdığı mektupları da buldular. Duruşma ifadesine göre, kurbanları Tanrı’dan vahiy aldığını iddia eden kardeşi Ron Lafferty’nin emriyle öldürdü.
Polis, Kristi Strack’in Dan Lafferty ile arkadaş olduğunu ve kocasının onu hapishanede bile ziyaret ettiğini söyledi.
9- Telefon Sapığı
2007’de yayınlanan ABC’nin haberine göre bazı ailelere korkunç derecede ölüm tehditleri gönderen bir dizi görüşme belgelendi. Aramaları yapan bu kimliği belirsiz kişiler, ailelerin ne yaptığını ve ne giydiklerini tam olarak biliyorlardı.
Aileler, gecenin her saatinde çocuklarını, evcil hayvanlarını ve büyükanne ve büyükbabalarını ölümle tehdit eden telefonların geldiğini ifade ediyorlardı. Sesli mesajlar aldıklarını ve bu sesli mesajlarda yerel bir polis dedektifiyle yaptıkları konuşmalar da dahil olmak üzere bir çok özel konuşmaların kayıtlarını aldıklarını belirtiyorlardı.
Arayan her şeyi biliyordu; ailedeki bireylerin ne giydiklerini ve o sırada ne yaptıklarını detaylı olarak anlatıyordu. Ve aylarca süren soruşturmadan sonra, polis bu arayan kişileri durduramıyordu.
Gıcırtılı ve garip bir sesle arayan kişi, bir keresinde aileden bir kişinin boğazını kesmekle tehdit etti. Kuykenall ailesi bu aramaları aylarca almaya devam etti.
Wash., Fircrest polisi suçluyu bulmaya çalıştığında, aramalar Kuykendall’ların kendi telefonlarına kadar takip edildi. Bu telefonlar kapalı olsa bile.
Vaziyet daha da kötüleşti. Kuykendall ailesi ve diğer iki Fircrest ailesi, ABC News’e, arayanların cep telefonlarını onları gözetlemek için kullandıklarına inandıklarını söyledi. Bilgisayar korsanlarının her hareketini bildiklerini söylediler; nerede olduklarını, ne yaptıklarını ve ne giydiklerini arayan tam olarak biliyordu. Aileler ve polis, arayanların yerel bir dedektifle yapılan görüşme de dahil olmak üzere özel görüşmeleri kaydettiğini söyledi.
10- The Watcher
New Jersey’li bir aile, 1,3 milyon dolarlık hayallerindeki eve taşındıktan sonra kendilerini “Gözcü” olarak tanımlayan birinden ürkütücü ölüm tehditleri almaya başladı. CBS News’ün bu yılın başlarında yayınladığı habere göre, ev sahipleri, eve taşındıklarından beri gizemli bir kişiden çok sayıda mektup aldıklarını söylediler. “Gözcü” evin “on yıllardır ailesinin olduğunu” iddia etti ve mektupta “evin kendilerine geleceği ikinci seferi takip etmek ve beklemekle görevlendirildim” şekilde ifadeler yazmıştı.
Yeni sahiplerin birkaç çocuğu vardı ve diğer mektuplar, “Duvarlarda ne olduğunu henüz bulamadılar mı?” ve “Adlarınızı ve bana getirdiğiniz genç kanın adını şimdi öğrendiğime sevindim.” gibi ürkütücü şeyler içeriyordu.
Aile, evlerinden kaçmak zorunda kaldı ve daha sonra önceki sahiplere karşı dava açtı.
11- Yamyam Issei
1974 yılında 24 yaşındaki Wako Üniversitesi öğrencisi Issei Sagawa’nın Japonya’nın Tokyo kentinde bir Alman kadını evine kadar takip ettiği, kadın uyurken evine girdiği ve onu yemek için vücudundan bir parça et kesmeye çalıştığı iddia edildi. Uyandığında saldırgana karşı koymaya çalışan kadın onun elinden kurtuldu ve saldırgan daha sonra polis tarafından yakalandı. Issei’nin tuhaf hikayesini anlatan 2012 Vice belgeseline göre, yanlışlıkla tecavüze teşebbüsle suçlandı ve zengin babası, suçlamaların düşürülmesi için kurbana mahkeme dışında bir para ödedi.
Yedi yıl sonra, 1981’de Fransa’da bir üniversite öğrencisi olan Renée Hartevelt’i vurup yemek suretiyle bir cinayet daha işlediği iddia edildi. Issei, tüm deneyimini ürkütücü bir şekilde fotoğraflarla belgeledi ve vücudunun geri kalanını Bois de Boulogne gölüne atmaya çalışırken yetkililer tarafından bir kez daha yakalandı. Japonya’ya geri gönderildi ve bir akıl hastanesine yatırıldı. Bilinmeyen bir nedenle, Japonya’daki psikologları onun aklı başında olduğunu açıkladılar. Ayrıca, Fransız hükümetinin davasındaki belgeleri teslim etmeyi reddetmesini içeren yasal bir teknik ayrıntı, cinayet suçlamalarının tamamen düştüğü anlamına geliyordu. Akıl hastanesinden çıktı ve o zamandan beri sokaklarda özgür bir adam olarak gezmeye başladı. Issei, 20’den fazla kitap yazarak ünlü bile oldu. Japan Today’e göre, en son isimsiz bir TV oyuncusu hakkında fanteziler kuruyordu.
“Kalçasına bir göz atacağım ve ‘Kesinlikle lezzetli görünüyor’ diye düşüneceğim. Ama aslında onu yemek istiyormuş gibi hissetmiyorum. Bir kez yamyamlık yaptığım için, bu isteği sürdürmenin bir anlamı kalmadı. Kitabımda [insan etinin] lezzetli olduğunu yazmıştım ama bu gerçekten doğru değildi, Matsuzaka (Kobe) bifteği yemeyi tercih ederdim. Ama çok uzun zamandır insan eti tüketmek istediğim için, bunun mutlaka lezzetli olacağına kendimi ikna etmeyi başardım.”
Issei Sagawa şu anda 73 yaşında ve Japonya’nın Kawaski şehrinde yaşamaya devam ediyor. Bugüne kadar, Fransa’nın neden Japonya’nın onu yargılamasına izin vermediğini ise kimse bilmiyor.
Korkunç hikayeler sayfası burada bitiyor. Umarım bu gerçek hikayeler dünyanın nasıl bir yer olduğu ve karşımıza çıkacak insanların potansiyeli hakkında size ufak bir ipucu vermiştir.
Yazıyı Paylaş
Okumaya Devam





