SS’in Adamları: Reinhard Heydrich
- Kişiler, Tarih
- Ocak 24, 2023
Reinhard Heydrich, doğum adıyla Reinhard Tristan Eugen Heydrich, 7 Mart 1904 yılında Halle an der Saale’de besteci Richard Bruno Heydirch ve karısı Elisabeth Anna Maria Amalia Kranz’ın oğlu olarak dünyaya geldi.

Doğumu ve gençlik yılları
Babası Richard Heydrich hayatı boyunca kemana büyük bir tutku ile bağlıydı. Oğluna da müzikle ilgili bir isim vermeyi tercih etti. Reinhard ismi kendi yazdığı “Reinhard’s Crime” (Reinhard’ın Suçu) adlı operadan, Tristan ismi ise Wagner’in eseri, “Tristan und Isolde” (Tristan ve Isolde)‘den geliyordu. Üçüncü ismi ise muhtemelen savaş kahramanı Savoy’lu Prens Eugene (Almanca’da Eugen)’in anısına verildi. İleriki yıllarda 7. Waffen SS Birliği’ndeki bir kruvazöre de “Prinz Eugen” adı verilecekti.
Genç bir erkekken arkadaşları yüksek oktavlı sesi yüzünden Heydrich ile dalga geçiyorlardı ve Protestan bir kasabada Katolik olması da cabasıydı.
Reinhard Heydrich çekingen ve utangaç olmasına rağmen gün geçtikçe büyüdü, eskrim ve yüzme sporlarını yaptıktan sonra iyiden iyiye zinde bir delikanlı oldu ve kızların ilgisini çeken bir erkek olmaya başladı.
Reinhard Heydrich ve donanma olayı
Reinhard Heydrich 1922 yılında donanmaya katıldı fakat 1931’de donanmadan çıkarıldı. Bu olayın nedeni hiçbir zaman açıklanmadı.
Aslında bu olay kimileri tarafından cinsel ilişkiye girdiği kadınla evlenmeyi reddettikten sonra gerçekleştiğini düşünüyor. Kadının babası donanmada müteahhitlik yapmasının yanı sıra önemli bir iş insanıydı. Zamanın donanma komutanı Erich Raeder ile de çok iyi bir dosttu. Kadın, Heydrich’in karşısına çıkardığı sorunları babasına açıklayınca, olay aynen Erich Raeder’e iletildi. Amiral, Heydrich’i ofisine çağırdı ve babanın da bulunduğu ofiste Hedrich’e kızıyla evlenmesi söylendi. Fakat Reinhard Heydrich, Lina von Osten adında biriyle çoktan nişanlanmıştı bile. Yani hikaye görüldüğü kadarıyla uydurmaydı. Savaş öncesi gazetecileri kadının kimliğini hiçbir zaman açığa çıkaramadı. Reinhard Heydrich onu kendisi gibi ünlü, halkın tanıdığı bir insan yapabilirdi. Raeder bu hikayeyle bizzat alay etti ve Heydrich’in donanmadan çıkarılmasının söz konusu olmadığını açıkça belirtti.
Bu hikaye ile ilgili başka bir söylenti daha vardı. Hikayedeki kızın, Heydrich’in Lina von Osten ile nişanlanmasına kızıp böyle bir hikaye ortaya atmış olma ihtimali de vardı. Öyle görünüyor ki kız, Heydrich’in kendisiyle evleneceği inancındayken başka biriyle nişanlandığını görünce böyle bir hikaye uydurmuş olabilir. Hikayeyi aynen babasına, babası da Raeder’a, daha sonra da Raeder başlattığı soruşturmayla herkese yaymış oldu. Soruşturma sırasında Heydrich’in aşağılayıcı cevapları ve ifadesi kendisine pek yardımcı olmadı. Her şeye rağmen Heydrich kısa sürede aklandı. Donanma subayları Heydrich için “donanma üyesi olamama” cezası almasını istedi. Bütün bu olayların ardından da Heydrich kısa süre sonra donanmadan çıkarıldı.
Bu hikaye ardında birçok soru bırakarak tarihe karışıp gitti. Eğer hikaye uydurmaysa, zamanında çevresinde iyi bilinen ve nüfuzu olan Reinhard Heydrich neden bu hikayeye engel olmadı? En azından hikayenin herkes tarafından duyulmasını engelleyebilirdi, bunu neden yapmadı? Reinhard Heydrich donanmadayken neden Naziler’e aşağılayıcı gözle bakıyordu?
Bu konu hakkında Edouard Calic tarafından bir teori ortaya atıldı. Reinhard Heydrich donanmaya katılmıştı çünkü Naziler’in donanmadaki ajanlığını yapıyordu. Heydrich’in hayatı boyunca savunduğu radikal sağcılığı ve casusluğa olan hayranlığı bu hikayeleri mantıklı kılıyordu ve SS lideri Heinrich Himmler’in onu donanmadan çıkarıldıktan hemen sonra neden SD birliğinin başına getirdiğini de açıklıyordu. Fakat ortada hiçbir kanıt yoktu.
1930 yılının Aralık ayında Heydrich önde gelen Alman aristokratlarından biri olan Jürgen von Osten’in kızı Lina Mathilde von Osten ile tanıştı (14 Haziran 1911 – 14Ağustos 1985). Tanıştıktan bir yıl sonra 26 Aralık 1931’de Großenbrode’de çift dünya evine girdi.
Çiftin 2 oğlu ve 2 kızı oldu.
- Klaus, 17 Haziran 1933’te dünyaya geldi. 24 Aralık 1943’te Jungfern-Breschan’de meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybetti.
- Heider, 28 Aralık 1934’te doğdu.
- Silke, 9 Nisan 1939’da doğdu.
- Marte, 23 Temmuz 1942’de doğdu.
2023 bilgilerine göre üç çocuk da halen hayatta. Heider 88, Silke 83 ve Marte ise 80 yaşında.
Nazi Partisi ve SS yılları

1931 yılında Heinrich Himmler SS birliğinin anti-istihbarat bölümünün altyapısını kurmaya başladı. Bir arkadaşından aldığı tavsiye üzerine Reinhard
Heydrich ile tanıştı ve 20 dakikalık bir testin ardından Himmler, Heydrich’i anti-istihbarat bölümünün başına getirdi. Böylece Heydrich, Nazi Partisi’nin de bir üyesi olmuş oldu. Daha sonraki yıllarda üstün hizmeti dolayısı ile Himmler’den “Totenkopfring” onurunu alacaktı.
Bölümün başına geldiğinden itibaren Nazi istihbarat olaylarıyla oldukça alakasız kaldı. Reinhard Heydrich ve birliğindeki çalışanlar, zamanlarını Nazi Partisi’ne tehdit oluşturabilecek insanların kartlarını yaparak geçiriyordu. Bu tehdit oluşturabilecek insanların arasında Nazi Partisi’nin içindeki yüksek itibarlı üyeler de mevcuttu. Reinhard Heydrich ufacık bir ofiste çalışıyordu ve ailesiyle de pek zaman geçiremiyordu.
Amerikalı gazeteci John Gunther, 1934 yılında Almanya’ya yaptığı ziyaretinde “Inside Europe” adlı kitabı için araştırma yaparken topladığı bilgilere göre söz konusu canilik ve “kasaplık” olduğunda Reinhard Heydrich, Himmler’e kıyasla çok daha acımasızdı. Fakat o zamanlar Heydrich, SS bürokrasisinde sadece orta rütbeli bir subaydı.
Reinhard Heydrich 1932’nin Temmuz ayına gelindiğinde SD (Sicherheitsdienst) birliğinin başına geldi. Birliğin görevi Nazi ideolojisini korumak ve ona karşı yapılan her türlü hareketi engellemekti. Reinhard Heydrich bu birliği kendi seçtiği insanlarla kurdu. Parti üyesi veya Nazi olmasına bakmaksızın yetenekli ve işe yarar gördüğü insanlardan kadrosunu oluşturdu. Bu gizli organizasyon Gestapo ile çok yakın işbirliği içindeydi. Daha sonra 1936 yılında Gestapo’nun da başına geçecekti. Ardından SD ve Gestapo birlikleri Reichssicherheitshauptamt (RSHA) adı altında tek bir birlik olarak toplandı ve Reinhard Heydrich liderliğe getirildi.
Reinhard Heydrich’in “yetenekleri” üst rütbedeki görevliler ve benzer insanlar tarafından takdir ediliyordu ki küçüklüğünden beri değiştirmediği alaycı konuşması, ara sıra yaptığı kaba davranışlar, kim olursa olsun aşağılamaktan çekinmeyen kişiliği ve çabuk sinirlenmesi çok kısa sürede insanları karşısına almaya yetti. Hermann Göring’den ve bakanlardan 1940 yılında güvenlik görevlilerine ve polislere limitsiz yetki verilmesini istemesi de bardağı taşıran son damla oldu. Fakat Heinrich Himmler, Reinhard Heydrich’in arkasını topluyordu. Himmler, Reinhard Heydrich’e olan sabrını kaybedebilirdi çünkü kendisine bile kötü sözler sarf ettiği kulağına kadar gelmişti. Himmler, Reinhard Heydrich’e bazen “Cengiz Han” diye hitap ediyor fakat buna rağmen genelde onu hem sinir bozucu hem de vazgeçilmez buluyordu.
3. Reich’in toplanmasının ardından Heydrich, politik mevzularda Nazi Partisi’ne karşı gelen insanları ve diğer partileri karşılayarak kendi tabirlerince “pisliklerin” ortadan kaldırılması için Adolf Hitler’e yardım etti. Alman Yüksek Komutası’nda, Rusya ile yapılan yazışmalardaki dökümanların da Heydrich’e ait olduğu sanılıyor. Daha sonra liderliğini yaptığı Stalincileri ortadan kaldırma hareketinde de etkili olarak prestijini daha da yükseltti. Gleiwitz’de bulunan Almanya ulusal radyosundan Polonyalıların “sahte saldırısını” duyurma eyleminde de başroldeydi.
Reinhard Heydrich, Holokast’ın (Büyük Tahribat) baş mimarlarından biriydi. Özelikle 2. Dünya Savaşı’nın başlarında Yahudi toplumunun düzeni ile yakından ilgilendi. 1938’in Kasım ayında Hermann Göring, Heydrich’i Yahudi Göçü Merkezi’nin başına getirdi. Bu pozisyona getirildikten sonra Naziler’in “Son Çözüm” olarak adlandırdıkları Yahudi katliamı için üstün performansta çalışmalarına başladı. Yahudi halkı üzerinde SS birliğini dominant bir hale getirdi. Bunun en büyük kanıtı 20 Ocak 1942’de gittiği Wannsee Konferansı’nda Yahudiler’in nasıl imha kamplarına götürüleceğine dair fikirlerini ve talimatları konferansta bulunan yetkililere aktarmasıydı.
Reinhard Heydrich Prag suikasti
Reinhard Heydrich 27 Eylül 1941’de Nazi işgali altındaki Çek Eyaletleri, Bohemya ve Moravya’nın Koruyucusu olarak “Reichprotektor” unvanını aldı. Daha önce bu görevde olan Konstantin von Neurath’ı, Adolf Hitler “etkili değil” mazeretiyle görevinden almıştı.
Neurath’ın aynı görevdeyken yaptığı yegane iş soylular sınıfına ve sosyetenin yüksek kısmındaki insanlara ayrıcılık tanımaktı. Bu da sıradan insanların ve işçi sınıfının pek hoşuna gitmiyordu. Neurath görevdeyken bölgedeki savaş endüstrisi askıya alındı. Bunun üzerine Reinhard Heydrich Prag’a şehrin üretimini düzene sokması için gönderildi.
Adolf Hitler’in Bohemya ve Moravya valisi olarak görevde bulunan Reinhard Heydrich gün geçtikçe daha da acımasız oldu. İstenilen seviyede üretim yapmayan işçileri sert bir şekilde cezalandırdı. Karşı koyma hareketleriyle veya ayaklanmalarla en ufak bir bağlantısı olan birini yakalayınca da kurbana ya işkence uygulattı ya da idam ettirdi. Reinhard Heydrich bölgenin hakimiyetindeyken Prag ve Çek toprakları ağır Nazi kuralları altında otoriteye uymak zorunda kaldı. Reinhard Heydrich’in Prag’daki “başarısı” yüzünden Adolf Hitler kendisini Paris valisi yapmayı düşünüyordu. Fakat İngiliz istihbaratı bunu duyunca ne pahasına olursa olsun bunu engellemek için planlara başladı. Çek ve Prag’daki Yahudiler’i katleden bir insanı Fransa’da istemiyorlardı.
Görevine devam eden Reinhard Heydrich, Çek Cumhurbaşkanı ve Başbakanı üzerindeki gücünü artırmak için çalışmalar yaparken genellikle üstü açık arabasıyla yolculuk yapıyordu. Böyle yaparak da Çekler üzerindeki rahatlığını ve etkileyici gücünü kanıtlamaya çalışıyordu.
Çek askerler Jan Kubiš ve Jozef Gabčík 1941 yılının başlarında ülkeden kaçmışlardı. İngiliz istihbaratında aldıkları eğitimden sonra tekrar memleketlerine geri döndüler. Reinhard Heydrich suikastı, kod adıyla Anthropoid Operasyonu başlamıştı.
Reinhard Heydrich’in işe gidip gelme programı detaylı bir şekilde incelendi. Başkentin dışına seyahat etmediği zamanlarda, ev ile ofis arasında normal saatlerde yeşil bir üstü açılır Mercedes Benz araba ile seyahat ediyordu. Berlin’e oldukça düzenli gezileri ise genellikle trenle, bazen de hava yoluyla yapıyordu. Yararlanılabilir tek güvenlik açığı, Reinhard Heydrich’in kendisine eşlik eden eskort bir güvenlik aracı olmadan işe gitmesi gibi görünüyordu. Bu durum Jan Kubiš ve Jozef Gabčík’in İngiltere’de aldıkları ve bir arabaya saldırmaya odaklanan eğitimleriyle örtüşüyordu. 1942’nin Mart ayında Londra, halen Reinhard Heydrich’in yaşam tarzını incelemeye devam ediyordu.
Antropoid Operasyonu’nun amacı diğer direnişçiler tarafından yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Bu, tahmin edilebileceği gibi, Nazi misillemelerinin hepsini tehlikeye atacağından, bu operasyondan haklı olarak korkanlar ile devam etmeye kararlı olanlar arasında bir bölünmeye yol açtı. Reinhard Heydrich’in suikastına devam etme konusunda da bölünmüş olan sürgündeki hükümet, direnişçiler net bir karar istediğinde pek yardımcı olmadı.
Çekoslavakya cumnurbaşkanı Edvard Beneš ya görevi onayladı ya da yeraltının talebini görmezden geldi. Bu konuda net bir bilgi bulunmamakta. Her halükarda, direnişçilerin kırılgan ve sallantılı dünyasına rağmen Naziler Anthropoid Operasyonu’nu öğrenemedi. Ancak bir şeyden şüphelendiler. Yerel Gestapo subaylarından birinin, 1942 baharında el koydukları paraşütle atılan terör ve suikast aletlerinin artmasına atıfta bulunarak, “Suikast olasılığından giderek daha fazla şüphelendik ve buna göre savunmamızı kuvvetlendirdik.“ dediği aktarıldı. Buna rağmen, kendine aşırı güvenen ve kibirli olan Reinhard Heydrich konvoysuz ve güvenlik eskortu olmadan işe gidip gelmeye ısrarla devam etti.
Reinhard Heydrich suikastı için yer belirleniyor
Kubiš ve Gabčík birkaç alternatifi değerlendirdikten sonra Holesovice’deki virajlı bir sokakta ölümcül oyunlarını hayata geçirmeye karar verdiler. Panenské Břežany’den gelen siyah otoyol, Holesovice’den yokuş aşağı kıvrılırken tramvay raylarıyla birlikte parke taşlı bir sokağa dönüşüyordu. Vltava’yı kapsayan bir köprüye doğru son inişini yaparken, ana yerleşim caddesi 120 derecelik keskin bir sağa dönüşle ayrılıyordu. Keskin virajın oluşturduğu bu “V” şeklindeki yol tuğla, direk destekli ve demir parmaklıklı bir çitle çevrelenmişti ve hemen yakınında da ağaçlarla kaplı bir tepecik vardı. Sokakla cadde arasındaki tramvay durağı, Kubiš ve Gabčík’e fazla dikkat çekmeden durabilmeleri için kusursuz bir yerdi. Reinhard Heydrich’in Prag’ı terk etmek üzere olduğuna dair bir söylenti de dahil olmak üzere baskı altında çalışan suikastçılar, 27 Mayıs’ta saldırmaya karar verdiler. Gabčík, Prag Kasabı’nı vuracaktı, Kubis ise destek sağlayacaktı.
Oberscharführer Johannes “Hans” Klein, Mayıs ayının o uğursuz Çarşamba sabahı saat 09:00 civarında Reinhard Heydrich’in üstü açık Mercedes’ini Panenske Brezany şatosunun ön kapısına kadar sürdü. Şoförü beklerken Reichsprotektor Heydrich iki oğlu ve kızıyla bahçede oynamak için evden ayrılma saatini biraz erteledi. Daha sonra hamile karısını öperek veda etti. O günün ilerleyen saatlerinde, Adolf Hitler ile görüşmek için Berlin’e uçmayı planlıyordu. Reinhard Heydrich arabanın sağ yolcu koltuğuna oturduğunda saat neredeyse 10:00’dı. Klein iki kapılı üstü açılır arabayı garaj yolundan aşağı çekti ve selam veren muhafızları geçerek kapıdan çıktı.
Kubiš ve Gabčík aynı sabah erken saatlerde kasabadaki sığınaklarından ayrıldılar ve Zizkov’un doğu banliyösüne giden bir tramvaya bindiler. Oradan ödünç bisikletler ve gidonlarına sabitlenmiş evrak çantalarıyla ayrıldılar. Sabah 09:00 civarında bisikletleri Holesovice’deki elektrik direklerine çoktan dayamışlardı. Valcik zaten orada bekliyordu. Kısa bir konuşmadan sonra Valcik gözlem pozisyonunu almak için tepeye yürüdü, Kubiš keskin dönüşün yakınındaki ağaçların altında duran bir elektrik direğinin arkasına geçti. Evrak çantasında İngilizler tarafından sağlanan iki kutu el bombası vardı.
El bombaları temel olarak Kuzey Afrika’daki tanklara karşı kullanılan patlayıcı cihazların daha küçük versiyonlarıydı. Kubiš daha önce kapakları sökmüş ve kısa süreli sigortalar takmıştı. Daha sonra bir İngiliz bakteriyolog, el bombalarının botulinal toksinler içerdiğini ve böylece bombaların Heydrich’in hafif şekilde yaralanması durumunda bile zehirle enfekte olmasını sağladığını söyledi. Bu bilgi hiçbir zaman doğrulanamadı. Gabčík evrak çantasını açtı ve yine İngiliz tedarikli Sten hafif makineli tüfeğinin üç parçasını ustalıkla bir araya getirdi.
Kolayca ve ucuza yapıldığı için “Woolworth silahı” olarak bilinen yaklaşık 7 kiloluk Sten, etkili bir kısa menzilli silahtı. Sol tarafa takılan şarjöründeki 32 mermiyi dört saniyeden daha kısa sürede ateşleyebilirdi. Silah gizleme aracı olarak koluna her türlü hava koşuluna uygun hafif bir ceket asan Gabčík, sokağın batı tarafına geçerek tepenin parmaklıklı çitinin önünde durdu.
Anthropoid ekibi her zaman aynı saatte işine giden Heydrich’i göremeyince telaşlanmaya başladı. Reinhard Heydrich daha önce hiç geç kalmamıştı. Gabčík’in beklediği yere sayısız fayton gelip yolcu indirdi ve bindirdi.
Sabahın yoğun saatlerinin geçmesiyle birlikte yaya ve araç trafiği hafiflemişti. Bu durum Heydrich’in aracını tespit edebilmek için süikastçilerin yararınaydı. Ama büyük bir sorun vard. Reinhard Heydrich neredeydi? Sonunda, yaklaşık 10:30’da, Mercedes yolun yukarısındaki bir virajda belirdi. Valcik aynasından güneş ışığını tuttu ve kaçtı. Birkaç dakika sonra Klein keskin virajda ilerlemek için vites küçülttüğünde, arabanın şanzıman sesi yüksek bir sızlanmaya dönüştü. Yeşil üstü açık araba, suikastçıların bölgesine vardığında zar zor hareket ediyordu.
Gabčík ceketini ve evrak çantasını bir kenara atarak silahıyla sokağa doğru ilerlerken Reinhard Heydrich de direkt olarak suikastçısı ile göz göze geldi. Gabčík silahı omzuna dayadı ve tetiği çekti ama hiçbir şey olmadı. Araba keskin virajda hareket ederken hafif makineli tüfeğinin namlusunu doğrultarak aracı takip etmeye devam etti. Yine de muhtemelen sıkışmış olan silah ateş etmeyi reddetti. Hayatının en küstahça kararını veren Reimnhard Heydrich koltuğundan kalktı, kılıfından bir tabanca çıkardı ve şoförü Klein’a durması için bağırdı.
Naziler’in dikkati Gabčík’e odaklanmıştı ve bu nedenle başka yerden gelen Kubiš yaklaştığını göremediler. Çek asker bir el bombası attı. Mercedes alevler içinde patlayarak değişik bir şekilde savruldu ve sağ arka tekerleğinden duman çıkmaya başladı. Arabanın arkası kısa bir süreliğine havaya kalktı ve arka koltukta katlanmış iki ceket arabadan fırlayarak yukarıya doğru uçtu ve geçici olarak üstteki troleybüs tellerine asıldı.
Patlama, yakındaki durağa henüz varan bir tramvayın camlarını paramparça etti. Yaralıların çığlıkları dumanlı havayla karışıyordu. Şapkası uçan ve şarapnel isabet eden Kubiš bir an sersemledi. Çabucak kendine geldi ve yaralarından kanlar akarak bisikletine koştu. Ceketinden yarı otomatik bir Colt çıkardı ve tramvaylardan inen sarsılmış ve şaşkın yolcuların arasından geçmek için havaya ateş etti. Gabčík ise tutukluk yapan Sten marka silahını bir kenara fırlattı ve bisikletine doğru koştu.
Bu arada tabancalar çekildi, Reinhard Heydrich ve Klein saldırganların peşine düştü. Reichsprotektor, Gabčík’i takip ederken, koruması Kubiš’in peşine düştü. Tramvay yolcularının yanından geçen Klein, sokakta pedal çevirmeye başlayan saldırgana nişan aldı. Heyecanından tabancasının tetiği yerine yanlışlıkla şarjör açma düğmesine bastı.
Klein iri yarı bir askerdi ve utanarak patronuna yardım etmek için geri döndü. Yaralı olan Kubiš kaçtı ve kısa süre sonra daha önce bisikletini aldığı Zizkov’un evine döndü. Öğleden sonra güvenli bölgedeydi ve yaraları bir doktor tarafından tedavi ediliyordu. Görünüşe göre görevinde başarısız olmuştu. Bu arada Reinhard Heydrich, kaçan Gabčík’e ateş etti. Arkadaşının birkaç saniye gerisinde kalan Gabčík, kalabalık nedeniyle bisikletine gidemedi. Kaçmaya çalışmak yerine, bir tabanca çekti ve tramvayın önünde caddenin karşısına fırladı.
Almanlar’ın ateşine karşılık vermek için bir telefon direğinin ince kapağının arkasında durdu. Reinhard Heydrich onu tramvayın arkasından sıkıştırdı. Etkili bir suikast olması gereken şey, bir Hollywood Western melodramıyla silahlı çatışmaya dönüşmüştü. Gabčík, bir polis ya da Nazi grubunun gelip onu öldürmesine ya da yakalamasına sadece birkaç dakika kaldığını biliyordu. Daha şimdiden, Klein’ın hantal siluetinin sokakta onlara doğru geldiğini görebiliyordu.
Sonra Heydrich aniden eğildi ve sendeleyerek kaldırıma geri döndü, tepenin dibindeki korkuluğa doğru sendeledi. Alman’ın açıkça yaralandığını gören Gabčík tepeye doğru koşmaya başladı. Klein patronunun yanına ulaştı. Suratı kül rengine dönen Reichsprotektor, “Peşinden git!” dedi. Klein, Gabčík’in peşinden koştu. Gabčík ana caddeyi geçerek bir kasap dükkanına sığındı. Arka kapı yoktu. Daha da kötüsü sahibi Alman işgalcilerle işbirlikçiydi. Kasan koşarak dışarı çıktı ve Klein’ı Gabcik’in saklandığı yere yönlendirdi.
Klein’in tabancası önceki gafından dolayı sıkışmıştı. Klein dükkana koşarken Gabčík dışarı fırladı. İkisi çarpışırken Gabčík takipçisini bacağından vurarak Klein’ı yere düşürdü. Düşmüş adamın yanından geçerken Gabčík bir el daha ateş etti ve kurşun Klein’ın bileğine isabet etti. Gabčík güvenli bir eve doğru hızla ilerlemeye başladı.
Üniformasının arkasındaki birkaç küçük yırtığın içinden etrafa yayılan kırmızı lekelerle birlikte Reinhard Heydrich kaskatı bir şekilde enkaz halindeki arabaya geri döndü. Kubiš’in el bombası bir nervürü kırmış ve arabadaki küçük çelik parçalarını ve döşemeyi Nazi’nin sırtına fırlatmıştı. Heydrich’in diyaframı yırtılmış ve dalağı ile bel bölgesi derinden sıyrılmıştı. Şimdiye kadar hareket etmeyen kalabalıktan bir kadın, Reichsprotektor’u tanıdı ve yaralı Alman’ı hastaneye götürmek için bir araba çağırdı. Arkası açık bir kamyon, tramvay yolcularından biri tarafından durduruldu. Şoför olaya karışmaktan çekiniyordu. Bu nedenle ikinci bir kamyon durduruldu.
Bohemya-Moravya’nın koruyucusu kirli bir kamyonun arkasında yer cilası konteynırlarının yanında yatarak Bulkova Hastanesi’ne vardığında saat 11:00’i kısa bir süre geçiyordu. Reinhard Heydrich, Alman bir doktorda ısrar ettikten sonra tekerlekli sandalyeyle ameliyathaneye götürüldü.
Suikast girişiminin daha yaygın bir komplonun parçası olduğuna inan Almanlar kafa karışıklığı ve korkuyla birlikte baskıcı önlemler uygulamaya başladı. Sıkıyönetim ilan edildi. Faillerin yakalanması için 10 milyon Çek kronu (yaklaşık 400.000 $) ödül teklif edildi. 10.000 Çek’in tutuklanacağı ve “suçluları saklayan veya onlara yardım edenlerin tüm ailesiyle birlikte vurulacağı” açıklandı. 21:00 ile 06:00 arasında sokağa çıkma yasağını bozanlara idam cezası uygulanacağı bilgisi şehrin tüm duvarlarına asıldı. Tüm alanlar kordon altına alındı ve sistematik olarak tüm evler birer birer arandı. Çelik miğferli askerler her yerdeydi. Halka açık yerler kapatıldı ve toplu taşıma bir sonraki duyuruya kadar durduruldu.
31 Mayıs ile 4 Haziran arasında 157 Çek, Almanlar’ın olaydan duydukları memnuniyetsizliği ifade etmek için çoğu küçük suçlardan idam edildi. Eşzamanlı olarak, olay mahallinin incelenmesi ve tanıkların sorgulanmasıyla daha odaklı bir polis soruşturması başlatıldı. SS müfettişleri Sten tabancası, iki evrak çantasından birinde bir el bombası, bir erkek ceketi ve şapkası ile bir kadın bisikletini ele geçirdi.
Bisiklet, evrak çantaları ve giysiler, Prag şehir merkezindeki Bata ayakkabı mağazasının vitrininde sergilendi ve camlarına ödül miktarı yazılarak, “Burada sergilenen nesneleri tanıyor musunuz?” şeklinde yazı yazıldı.
Bu önlemlere rağmen birkaç Çek ailesi suikastçıların bir saklanma yerinden bir diğerine taşınmasına yardım etti. Sonunda, Naziler’in başlattığı insan avı nedeniyle sıkışan direnişçiler, Prag’daki 8 paraşütçüyü tek bir yerde saklamaya karar verdi. Burası başkentin merkezindeki iki asırdan fazla bir süredir ayakta duran Ortodoks Kilisesi St. Cyril ve St. Methodius’un yer altı mezarlarıydı. Biri hariç hepsi ortalık yatıştığında kaçmayı umarak Haziran ayı başlarına kadar kilisede yaşamaya devam etti.
Reinhard Heydrich yaralarına dayanamadı
4 Haziran günü öğlen saatlerinde, saldırıdan sadece bir hafta sonra, ateşli ve acı içinde kıvranan “Prag Kasabı” Reinhard Heydrich öldü. El bombasının zehirlendiği iddiasıyla ilgili olarak bir İngiliz tarihçi, “Buna inanmaya gerek yok. Prag’ın savaş zamanı banliyö olukları temiz değildi ve el bombası parçaları onu öldürecek kadar pislik taşıyordu…” diyerek tüm konuya bir açıklık getirdi.
Buna rağmen Kubiš’in kendisine çarpan parçalardan etkilenmediği de bir gerçektir. Reinhard Heydrich için ayrıntılı cenaze törenleri Prag ve Berlin’de gerçekleşti. Adolf Hitler ve Heinrich Himmler, bir zamanların güçlü ve hırslı satrapını övmek için Berlin törenine katıldılar. Bununla birlikte, her ikisi de Heydrich’in üstü açık arabalarda refakatsiz ve korumasız bir şekilde halkın arasında gezdiği için onun aptal olduğunu düşünüyordu. Ayrıca Himmler, kendisini gölgede bırakmakla tehdit eden bir adamdan da kurtulmuş oldu. Reichsprotektor 8 Haziran’da Berlin’in doğusundaki Invaliden Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Londra’da bulunan sürgündeki Çek hükümeti Heydrich’in ölümünü sevinçle karşıladı ve bu olayı ülkelerinin Alman işgaline karşı etkili bir şekilde savaştığına dair bir kanıt olarak lanse etti. Moskova’daki Çek komünist liderleri de aynı fikirdeydi. Ancak görünüşe göre her iki grubup da Nazi egemenliği altındaki insanların başına gelecek misillemeleri hafife alıyordu.
İlk acı çekenlerin Yahudiler olması şaşırtıcı değildi. İlk trenle birlikte 19.000 kişi yok edilmek üzere Bohemya-Moravya’dan ayrıldı. Komşu Polonya’da, Yahudiler’e yönelik toplu katliam ölen Heydrich’in onuruna Aktion Reinhard (Reinhard Operasyonu) olarak adlandırıldı. Suikastçıları bulmak ve ülkeyi cezalandırmak için çaresizlik içinde olan Almanlar, Lidice’nin suikastçılara ev sahipliği yaptığına dair asılsız kanıtlar ortaya çıkarmaya başladı.
Hitler Prag’a telefon etti ve Reichsprotektor altındaki Alman devlet sekreteri Karl Hermann Frank’a Lidice’yi yok etmesini emretti. 15 yaşın üzerindeki tüm erkekler öldürülecek ve kadınlar bir toplama kampına gönderilecekti. Aryan özelliklerine sahip çocuklar SS ailelerine verilecekti. SS, 9 Haziran akşamı geç saatlerde Prag’ın yaklaşık 15 kilometre kuzeybatısında bulunan Lidice’yi kuşattı. 195 kadın ve 95 çocuk götürüldükten ve 199 erkek vurulduktan sonra, köylülerin 95 evi yakıldı ve harabeler buldozerlerle yıkıldı. Savaştan sonra bölgeye bir anıt dikildi ve yakınlarda Yeni Lidice adlı bir kasaba ortaya çıktı.
Sikastçılar ihanete uğruyor
13 Haziran’da Naziler aramalarını sürdürürken ve yeni misilleme sözü verirken yeni bir yol denemeye başladı. Frank, 18 Haziran’a kadar suikastçıların yakalanmasına yardım eden herkesin affedileceğini duyurdu. Bu, ihtiyaç duydukları rahatlamayı sağladı. Artık saklanmanın gerilimine dayanamayan direnişçilerden Karel Čurda, Prag’a giden bir trene bindi ve Gestapo karargahına yürüdü.
Nerede olduklarını bilmese de Almanlara Kubiš ve Gabčík’in gerçek isimlerini ve takma adlarını verdi. Kısa süre sonra sorgu görevlileri, Curda’nın direnişçilerden biri olduğunu anladı. Gestapo birkaç eve baskın düzenleyip direnişçilerin önemli üyelerini tutuklayacak kadar bilgi sahibi oldu. Bunlardan biri işkence altında direnişçilerin saklandığı yerin adını verdi.
18 Haziran Perşembe günü, çok sayıda kamyonun gürültüsü Prag’ın eski bölgesindeki Resslova Caddesi’nin sessizliğini bozduğunda, şafak vakti karanlığı yavaş yavaş aydınlatmaya başlıyordu. Yüzlerce Waffen SS askeri, Aziz Cyril ve Methodius’un adını taşıdığı kilisenin etrafında çifte bir kordon oluşturdu. Gestapo’nun suikast soruşturmasının başkanı Heinz Pannwitz liderliğindeki bir grup, kilise kapısının yanındaki zili çaldı. Bir temizlikçi belirdi, onları içeri aldı ve ışıkları açtı.
Çizmeleri taş zeminde takırdayan Almanlar, hiçbir şey bulmadan aramaya devam ettiler. Grup çatı katına girmeye çalıştığında durum aniden değişti. Bir el bombası ve silah sesiyle karşılandılar. Görünüşe göre Kubiš ve iki arkadaşı ya nöbet tutuyorlardı ya da mahzeni çok dar buldukları için orada uyuyorlardı. Komşu çatılara yerleştirilen askerler, kiliseye çılgınca ateş açtı. Yüksek pencereler parçalandı ve duvarlar kırıldı. Kilisedeki Almanlar, dost ateşinden kaçmak için geri çekildi. Waffen SS komutanı, keskin nişancılar arasında disiplini yeniden sağladığında çatı katına bir saldırı emri verildi. Saldırganların el bombaları kullanarak dar dairesel merdivenlerden çatı katına çıkmaları birkaç saat sürdü. Direnişçilerden ikisi yakalanmak yerine zehirli kapsülleri yuttukları için öldü. Kubiš ise ciddi şekilde yaralandı.
Almanların, dinerişçilere sığınma hakkı veren papazı sorguladıktan sonra, diğer dört kişinin de mahzende olduğunu öğrenmesi uzun sürmedi. Yerdeki bir kaldırım taşının altında kullanılabilir tek bir giriş vardı. Hava, kilisenin dış duvarındaki ızgara kaplı bir havalandırma deliğinden yer altı mezarlarına doğru dolaşıyordu. Direnişin yakalanan bir üyesi ve hain Curda daha sonra havalandırma deliğinden dinerişçilerle konuşmak için getirildi. İlki işbirliği yapmayı reddetti. Curda, “Teslim olun çocuklar. Her şey yoluna girecek.” dedikten sonra kurşun yağmuru başladı.
Doğrudan bir saldırıdan kaçınmak isteyen Pannwitz, itfaiyeye döndü. Kısa süre sonra bir Çek itfaiyeci, havalandırmanın altındaki kaldırıma yerleştirilmiş bir merdivene tırmanıyordu. Demir ızgarayı kaldırdı. Daha sonra mahzene güçlü bir tazyikle dakikada 2 ton su pompalamak için deliğe bir hortum sokuldu. Çekler’i sular altında bırakmaya yönelik bu çabanın birden çok kez tekrarlanması gerekiyordu. Direnişçiler kendi merdivenlerini kullanarak dışarıdakilere mermi ve patlayıcı ile karşılık vermek için aradaki aralığı kullanarak hortumları defalarca dışarı itti veya kesti. Almanlar ayrıca deliğe göz yaşartıcı gaz bombaları attı. Hatta birçoğu bu gaz bombalarından etkilenerek içindekileri kaldırıma kusmak için hemen geri geldi. Her halükarda sürekli su basma girişimleri işe yaramıyordu çünkü muhtemelen suyun büyük bir kısmı bir şekilde duvarlardan veya zeminden sızıp gidiyordu. Bu süre zarfında, dört cüretkar direnişçi kaçmak için duvarlardan birinden bir delik açmaya uğraşıyorlardı.
Mahzenin girişini kapatan taş kaldırıldı ve gaz maskeli bir SS müfrezesi merdivenden hızla indi. Bellerine kadar gelen sulardan geçip gözlerini karanlığa göre ayarlamaya çalışırken ateş altında kaldılar. Direnişçiler, ölen keşişler için tasarlanmış dikdörtgen girintilere gizlenmişti. İki askerin yaralandığı saldırı timi geri çekildi.
Kızgın SS komutanı mahzene giden ikinci bir olası yola döndü. Bir zamanlar sunağın yanında yer altı mezarlarına inen taş basamaklara açılan bir kapı vardı. Yakın zamanda mühürlenmişti. Subay açılmasını emretti. Saldırı ekipleri her iki açıklıktan aynı anda saldıracaktı.
Eylemi izlemeye gelen Dışişleri Bakanı Frank, kuşatma uzadıkça sabırsızlanıyordu.
Plan uygulanmadan önce, aşağıdan dört silah sesi yankılandı. Hepsi yaralanan direnişçiler kendilerini öldürmüştü. Cesetleri, Curda tarafından teşhis edilmek üzere sıraya dizilmek üzere dışarıya taşındı. Hemen Gabčík’i ikinci suikastçı olarak gösterdi. Çekler 6 saatten fazla dayanmıştı.
Yine de Naziler tatmin olmadı. Misilleme yaz boyunca yeni tutuklamalar ve infazlarla devam etti. Direnişçişlere akraba olan veya onlara yardım eden 252 kişinin yanı sıra eski başbakan ve kilise yetkilileri de dahil edildi.
24 Haziran’da Prag yakınlarındaki başka bir köy olan Lezaky, Almanlar tarafından ziyaret edildi. İki çocuk dışında tüm yetişkinler katledildi. 28 Mayıs ile 31 Aralık 1942 arasında Prag Kasabı’na düzenlenen suikast nedeniyle toplamda tahminen 1.940 kişi idam edildi. Ortodoks Kilisesi feshedildi ve mülküne el konuldu. Yaklaşık 4.000 Çek, bir kampta rehine olarak tutuldu. Beş milyon kronla ödüllendirilen Curda, bir takma ad ve Alman vatandaşlığı aldı. Gerçek ve potansiyel direniş faaliyetlerini ortaya çıkaran bir Gestapo ajanı ve provokatör oldu. Şansı, 1946’da yargılanıp asıldığında tükendi. Aynı kader Frank tarafından da paylaşıldı.
Başlamak için hiçbir zaman tam olarak gelişememiş olan Çek direnişçileri tamamen tükenmemiş olsa da epey zarar gördü.
Müttefikler suikastı büyük bir zafer olarak gördüler. Benes, tartışmalı bir şekilde Alman işgaline karşı Çek direnişinin canlı olduğunu ve aktif bir rol oynadığını göstermişti.
Utanç verici bir şekilde eylemlerinin sürgündeki Çek hükümetine sağladığı faydalara rağmen direnişçiler Cumhurbaşkanı Benes tarafından neredeyse reddedildi.
Reinhard Heydrich suikastinin yapıldığı nokta
Yazıyı Paylaş
Okumaya Devam





